Haberler
Medrese Davutpaşa Kullanıcısı Sema Nur Akkafa'nın “Erken Çocuklukta Ahlak ve Değer Eğitimi” Tezi Merkezin Hafızasına Eklendi
Fatih Belediyesi bünyesinde araştırmacılara tarihî bir çalışma ortamı sunan Medrese Davutpaşa, kullanıcılarından Sema Nur Akkafa’nın yüksek lisans tezinin bir nüshasını merkeze hediye etmesiyle akademik hafızasına anlamlı bir katkı daha eklemiş oldu.
3 Aralık 2025
Fatih Belediyesi’nin İstanbul’un kültürel ve akademik hayatına kazandırdığı en özel yapılardan biri olan Medrese Davutpaşa, yalnızca bir okumaya–çalışmaya mekan olmanın ötesinde, bugün pek çok lisansüstü öğrencinin akademik yolculuğunun şekillendiği bir düşünce alanı haline gelmiş durumda. Tarihî yapının sunduğu dingin atmosfer, uzun çalışma saatlerinde sağlanan sessizlik, araştırmacıları bir araya getiren açık avlu düzeni ve farklı disiplinlerden öğrencilerin buluştuğu canlı etkileşim ortamı, Medrese’yi İstanbul’un özgün akademik merkezlerinden biri kılıyor.
Bu güçlü akademik iklim içinde çalışmalarını sürdüren Medrese Davutpaşa kullanıcılarından Sema Nur Akkafa, İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi Erken Çocuklukta Ahlak ve Değer Eğitimi Anabilim Dalı’ndaki yüksek lisans eğitimini tamamlayarak hazırladığı tezinin bir nüshasını merkeze hediye etti. Böylece Medrese’nin her geçen gün genişleyen arşivine 51. tez kaydı eklenmiş oldu. Bu katkı, Medrese’nin yıllar içinde oluşturduğu ortak akademik belleğe dahil olan yeni bir iz, yeni bir çalışma ve yeni bir ses anlamına geliyor.
Akkafa, tez süreci boyunca Medrese’nin sunduğu imkânların akademik motivasyonunun en önemli yapı taşlarından biri olduğunu belirtiyor. Tarihî taş duvarların sağladığı o doğal sessizlik, çalışma masalarının düzeni, aralarda kurulan samimi sohbetlerin açtığı yeni kapılar ve mekânın sunduğu güven duygusu, çalışmasının biçimlenmesinde belirleyici rol oynamış. Bu deneyimini şu sözlerle aktarıyor:
“Tez yazmak dışarıdan bakıldığında bireysel bir süreç gibi görünür; ama aslında bir mekânın iklimine, bir topluluğun nefesine, bir düşünce akışına ihtiyaç duyarsınız. Medrese’de bazen bir tartışma sırasında bilmediğiniz bir makaleye yönlendiriliyorsunuz; bazen de masanızdan kalktığınızda sizinle aynı süreçten geçen bir araştırmacıyla göz göze geliyorsunuz. Burası yalnızca tezime katkı vermedi; meseleleri kavrayışıma, cümleleri kurma biçimime, kendime dair sorularımı geliştirişime kadar uzanan bir etki yarattı.”
Medrese Davutpaşa’nın en ayırt edici yönlerinden biri, farklı akademik disiplinleri doğal bir akış içinde bir araya getirmesi. Sosyolojinin psikolojiyle, ilahiyatın felsefeyle, eğitimin tarih ile aynı masada buluştuğu bu çeşitlilik, araştırmacıların yalnızca bilgi alanlarını değil, düşünce sınırlarını da genişletiyor. Akkafa bu etkileşimin kendi çalışmasına katkısını şöyle açıklıyor:
“Bir fikri konuşurken karşınızdaki kişinin bambaşka bir disiplinden olması, sizi kendi sınırlarınızın dışına davet ediyor. Bu çeşitlilik yalnızca akademik ilerlememe değil; nasıl düşündüğüme, nasıl tartıştığıma ve dünyayı nasıl okuduğuma da katkı sundu.”
Medrese’nin sunduğu bir diğer önemli imkan ise, çalışma sürecini düşünsel ve kültürel etkinliklerle dengeleyen zengin programları. Film gösterimleri, okuma grupları, tematik tartışma toplantıları, seminerler ve kültür-sanat buluşmaları, tez sürecinin yoğunluğunu destekleyen, araştırmacıları farklı alanlara açan bir zemin oluşturuyor. Akkafa bu çok yönlü yapıyı şöyle özetliyor:
“Medrese’de geçirdiğim zaman yalnızca tezimin ilerlemesine değil, hayatı okuma biçimime de dokundu. Buradan öğrendiklerimi hem akademik hayatta hem gündelik yaşamda taşıyabildiğimi görmek, belki de bu sürecin en değerli yanı oldu.”
Fatih Belediyesi’nin lisansüstü öğrencilere sağladığı bu kapsayıcı destek, çoğu zaman yalnızlıkla yürütülen akademik çalışmaları kolektif bir üretim sürecine dönüştürüyor. Medrese Davutpaşa bugün, farklı disiplinlerin aynı çatı altında buluştuğu, bilgi ve merakın iç içe geçtiği, dayanışma kültürünün güçlendiği bir merkez olarak şehrin akademik hafızasında önemli bir yer ediniyor.
Sema Nur Akkafa’nın yüksek lisans tezinin bir nüshasını arşive hediye etmesi, Medrese’nin büyüyen belleğine yapılan yeni bir katkı olmasının ötesinde, bu mekanda üretilen bilginin sürekliliğine vurgu yapan anlamlı bir jest niteliği taşıyor. Her yeni tezle daha da zenginleşen Medrese Davutpaşa arşivi, genç araştırmacıların katkılarıyla İstanbul’un akademik yaşamında güçlü bir başvuru kaynağı haline geliyor. Bu birikim, Medrese’nin neden yalnızca bir çalışma mekanı değil; aynı zamanda düşüncenin, tartışmanın ve ortak üretimin yeniden vücut bulduğu bir merkez olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor.


