Haberler
Medrese Davutpaşa'daki Babıali Sohbetleri'nde Mehmet Kaplan'ın İzinde Bir Hafıza Yolculuğu
Prof. Dr. Abdullah Uçman, Bâbıâli Sohbetleri’nin 432’nci buluşmasında Medrese Davutpaşa’nın tarihî atmosferinde, hocası Prof. Dr. Mehmet Kaplan’ın hayatını ve edebiyatımıza bıraktığı mirası samimi bir dille anlattı.
30 Kasım 2025
Fatih Belediyesi ile ESKADER’in ortaklaşa yürüttüğü Bâbıâli Sohbetleri, 27 Kasım 2025 Perşembe günü Medrese Davutpaşa’da gerçekleştirilen 432’nci programla edebiyatseverleri Türk düşünce hayatının değerli bir ismiyle yeniden buluşturdu. “Hatıralar Arasında Mehmet Kaplan” başlığını taşıyan etkinliğin konuşmacısı, Türk edebiyatı araştırmalarının öncü isimlerinden akademisyen, araştırmacı-yazar Prof. Dr. Abdullah Uçman oldu.
Prof. Dr. Uçman, hem öğrencisi hem asistanı hem de uzun yıllar yakınında bulunma bahtiyarlığını yaşadığı Prof. Dr. Mehmet Kaplan’ı, kişisel tanıklığına dayanan geniş bir çerçeveyle aktardı. Kaplan Hoca’nın 1968–1969 öğretim yılında öğrencisi, 1975’te doktorası öğrencisi, 1979’da asistanı ve vefat ettiği 1986 yılına kadar en yakınındaki isimlerden biri olduğunu ifade eden Uçman, bu süre boyunca hocasının ilmî disiplinini, çalışma azmini, kültür adamı kimliğini ve talebe yetiştirme konusundaki titizliğini en samimi ayrıntılarıyla paylaştı.
Türkoloji geleneğinin Fuat Köprülü, Abdülkadir Karahan ve Ali Nihat Tarlan gibi güçlü temsilcilerinin devamı olan Prof. Dr. Mehmet Kaplan’ın, özellikle modern Türk edebiyatını anlama ve yorumlama çabasındaki yenilikçi yaklaşımına dikkat çeken Uçman; hocasının öğrencilerine yalnızca bilgi aktarmadığını, aynı zamanda bir kültür sorumluluğu ve düşünce ahlâkı kazandırmayı hedeflediğini belirtti. Kaplan’ın derslerdeki üslûbu, çalışma disiplini ve metin okuma yöntemleri üzerine paylaşılan anılar, dinleyicilere dönemin akademik ruhunu canlı bir biçimde hissettirdi.
Edebiyat fakültelerinin geçmişiyle bugünü arasındaki farklara değinen Uçman, hocasının temsil ettiği akademik seviyenin ve entelektüel titizliğin bugün dahi örnek alınması gerektiğini vurguladı. Kaplan’ın “edebiyat adamı yetiştirme” idealinin bir görev bilinciyle yürütüldüğünü, bilgiyi topluma taşıma sorumluluğunu hayatının merkezine koyduğunu, gece gündüz demeden çalışmasının da bu idealin tabii bir sonucu olduğunu ifade etti. Bu vefa dolu cümleler, salondaki dinleyiciler tarafından dikkatle takip edildi.
Konuşma boyunca Mehmet Kaplan’ın eserlerinin ortaya çıkış süreçleri, öğrencileriyle kurduğu ilişki, akademideki mücadelesi ve kültür dünyamızdaki yeri üzerine birçok başlık ele alındı. Hatıralarla örülü bu derinlikli anlatım, katılımcılara yalnızca bir edebiyat adamını değil, aynı zamanda bir dönemin düşünce iklimini de hatırlatan özel bir atmosfer sundu.
Program, dinleyicilerin sorularının yanıtlanması ve Medrese Davutpaşa’nın tarihî avlusunda çekilen hatıra fotoğrafıyla son buldu. Böylece Bâbıâli Sohbetleri, bir kez daha geçmişle bugünü buluşturan anlamlı bir buluşmaya ev sahipliği yaptı.


