Tarihî Medrese Davutpaşa'da Akıl ve İman Üzerine Felsefi Buluşma

Tarihî Medrese Davutpaşa’nın atmosferinde gerçekleşen “Akıl ve İman” seminerinde Dr. Resul Yüksel, Tanrı’nın varlığına dair felsefi argümanları paylaşarak katılımcıları düşünceyle dolu bir yolculuğa çıkardı.

Fatih Belediyesi’nin kültür ve düşünce dünyasına katkı sunmak amacıyla düzenlediği etkinlikler kapsamında Medrese Davutpaşa’da “Akıl ve İman” başlıklı kapsamlı bir seminer gerçekleştirildi. Tarih boyunca felsefenin en temel sorularından biri olan Tanrı’nın varlığı meselesine odaklanan seminer, katılımcılara aklın imana, felsefenin dine ve bilimin inanca nasıl yaklaştığına dair geniş bir perspektif sundu.

Seminerin konuşmacısı Dr. Resul Yüksel, felsefe tarihinde geliştirilen Tanrı-varlık kanıtlamalarını hem teorik hem de pragmatik boyutlarıyla ele alarak bunların geçerliliklerini sorguladı. Yüksel, sözlerine Ortaçağ düşüncesinin önemli isimlerinden Anselmus ve modern felsefenin kurucu figürlerinden René Descartes’in ortaya koyduğu Ontolojik argümanlarla başladı. Bu argümanların Tanrı’yı zorunlu varlık olarak tanımlama çabalarını ve bu çabaların tarihsel süreçte hangi eleştirilerle karşılaştığını ayrıntılı biçimde açıkladı.

Daha sonra İslam felsefesinin önde gelen isimlerinden Farabi’nin kozmolojik yaklaşımı, evrenin ilk sebebe dayandırılması üzerinden incelendi. Bununla birlikte çağdaş dönemin dikkat çeken düşünürlerinden William Craig’in “Kalam Kozmolojik Argümanı”na da değinilerek İslam düşünce geleneğinin Batı felsefesiyle kurduğu paralellikler ortaya kondu. Katılımcılar farklı çağlardan filozofların evrenin varlığına dair geliştirdikleri açıklamaların benzerliklerini ve ayrılıklarını görme imkanı buldu.

Seminerin ilerleyen bölümünde Richard Swinburne’ün Teleolojik argümanı çağdaş bilimsel veriler ışığında değerlendirildi. Evrende gözlemlenen düzen, amaç ve uyumun Tanrı’nın varlığı için kanıt olup olamayacağı sorusu, güncel kozmoloji ve biyoloji bulguları üzerinden tartışıldı. Bu noktada Dr. Yüksel, teleolojik argümanın modern bilim karşısında nasıl yeniden yorumlandığına dair çarpıcı örnekler sundu.

Blaise Pascal’ın meşhur pragmatik yaklaşımı olan “Pascal Bahsi” de programın önemli başlıklarından birini oluşturdu. İmanın bir tercih ve ihtimal hesabı olarak değerlendirilebileceğini ortaya koyan bu argüman dinleyiciler arasında canlı bir tartışma ortamı yarattı. Katılımcılar Pascal’ın akıl ve ihtimal mantığını kullanarak inancı rasyonel bir seçenek haline getirme girişimini günümüz dünyası bağlamında yeniden yorumlama fırsatı buldu.

Seminer boyunca Dr. Resul Yüksel, farklı argümanları ele alırken felsefi tartışmaların yalnızca teorik düzeyde kalmadığını; bireyin varoluş, anlam ve inanç arayışlarında doğrudan karşılık bulan pratik boyutlar taşıdığını vurguladı. Akıl ile imanın, din ile bilimin birbirine zıt değil; aksine çoğu zaman birbirini tamamlayan iki alan olarak değerlendirilebileceğini dile getirdi.

Program katılımcıların soru ve yorumlarıyla interaktif bir şekilde ilerledi. Soru-cevap bölümünde seminer boyunca gündeme gelen argümanların günümüz insanının düşünce dünyasında nasıl bir karşılık bulabileceği tartışıldı. Katılımcılar hem İslam felsefesinden hem de Batı düşünce geleneğinden verilen örneklerle zenginleşen bu oturumda iman ve aklın bir arada nasıl işlevsel olabileceğine dair yeni bakış açıları kazandı.

Tarihî atmosferiyle İstanbul’un önemli ilim merkezlerinden biri olan Medrese Davutpaşa’da düzenlenen bu etkinlik felsefe ve inanç ilişkisine dair derinlikli bir yolculuk sunarak kültürel ve entelektüel mirasın günümüzde de canlı bir şekilde sürdürülmesine katkı sağladı. Fatih Belediyesi’nin düzenlediği bu tür programlar katılımcılara yalnızca bilgi aktarımı değil, aynı zamanda düşünce üretimi için de verimli bir zemin sunmaya devam ediyor.